Tüm Haberler

Şerife Gelin’e Ağıt Türküsünün Hikayesi

Şerife Gelin’e Ağıt Türküsünün Hikayesi

Mucur, Dalakçı köyünden Hado Kânın oğlu Ali, sözüne güvenilir, yiğit, mert ve delikanlı bir gençti. İyi saz çalar, türkü söylerdi. Genç Ali, 1928 yılında arkadaşı Mustafa tarafından bir anlaşmazlık sonucu vurularak öldürülmüştür.

Amcasının kızı Meryem Genç’in (Çot Meryem-Ağıtçı Meryem) (1892 – 1954) ölen Ali için yaktığı ağıt günümüzde dahi dillerde dolaşmaktadır. Okuma yazma bilmeyen Meryem Genç, 62 yaşında Dalakçı köyünde vefat etmiştir. Birçok şiirleri halk ağzından söylenen Meryem Genç’in bu olaya yaktığı ağıt şöyledir:

Akşam idi gelemedim çengine
Üç arkadaşın biri çıkmaz dengine
Ali’m yatmış eller ağzı engine

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Ali’m yatmış eller ağzı aşağı
Al kan olmuş delikanlımın kuşağı
Yetişsene ey emmimin uşağı

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Şöyle bir baktım ki Ali’nin eli
Dirsekten kırılmış kolunun biri
Onmasın sürünsün sebebin dölü

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Nazına da deli gönül nazına
Muhabbete gider iken sazına
Nasıl kıydın zalim Zerfe kızma

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Duvarda dayalı Ali’nin sazı
Kum gibi kaynıyor Ali’nin gözü
Yine mi dul kaldı Osman’ın kızı

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Hem şehirden hem Mucur’dan geldiler
Bedenini pare pare böldüler
Son kurşunu yüreğinde buldular

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Ali’min atı da ahırda bağlı
Kırşehir’den gelmiş kuyruğu düğlü
Suçu neydi vurdun gavurun oğlu

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Bakıyorum şu feleğin işine
Yastık yoktur habe koydum başına
Bekçinin tüfeği değmiş döşüne

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Ilgıt ılgıt al kanının akışı
Dizim dutup çıkamadım yokuşu
Çağırın gelsin Ahmet Çavuşu

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Boşumuş da fani dünya boşumuş
Hayırsız silahı niye taşımış
Çalmış ama brovniki boşumuş

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Akşam üstü oğlan yakmış sobayı
Dinlememiş anayınan babayı
Essah sanmış koğ getiren obayı

Uyan Ali’m uykuların kandı mı
Su vereyim ciğerlerin yandı mı

Ali’yi vuran Mustafa hapse düşmüştür. Kucağında bir oğlan çocuğuyla kalan Mustafa’nın hanımı Şerife, iffetli, asil, güzel ve bütün alemin dilinde bir gelindir. Mustafa, Şerife’ye yolumu beklemesin diye haber gönderir. Şerife, akrabası Hacı Mustafa’nın öncülük etmesiyle Hacıbektaş’ın Çiğdem köyü ağalarından Ahmet Çavuş’a (Güngör) gelin gider. Olaya üzülen aynı köyden birisi aşağıdaki ağıdı yakar:

Dalakçı köyünde çifte pınarlar
İçerler suyunu seni anarlar
Çiğdeme gideni öldü sanarlar

İnsafa gel gelin Şerife’m insafa
Üç arkadaş idik biri Mustafa

Dalakçı’nın altında sıra söğütler
Anası da Mustafa’yı öğütler
Kırıldı mı Dalakçı’da yiğitler

İnsafa gel gelin Şerife’m insafa
Üç arkadaş idik biri Mustafa

Otur Şerife’m otur oğlunu büyüt
Büyür oğlun yarın olur bir yiğit
Yüce Kadir Mevlam kesilmez ümit

İnsafa gel telli Şerifem insafa
Üç arkadaş idik biri Mustafa

Al başını bozuk bozuk bozdular
Taze kız diye de çeyiz düzdüler
Çiğdem ağalarına gelin ettiler

İnsafa gel gelin Şerife’m insafa
Üç arkadaş idik biri Mustafa

Dalakçı köyü de kayalık büklük
Kafesten mi çıktın kınalı keklik
Vardığın evler de hiç görmez yokluk

İnsafa gel gelin Şerife’m insafa
Üç arkadaş idik biri Mustafa

Şu görünen Dalakçı’nm dağları
Şerife’mi görürdü Çiğdem ağaları
Asalet yerde de oğul balları

İnsafa gel gelin Şerife’m insafa
Üç arkadaş idik biri Mustafa

Bir Cevap Yazın

Reklamlarla Destek Ol!