Cemile (Lefkoşa’dan Gelir) Türküsünün Hikayesi
Cemile (Lefkoşa’dan Gelir) Türküsünün Hikayesi
Türkünün hikayesi Bekir Kara’dan şu şekilde aktarılmaktadır:
Yıl 1993’tü. Şaban Kasım dedenin evine ilk kez vardığımda. Yaşı epey ilerlemiş, sekseni çoktan aşmış olmalıydı ve hastaydı. Gününü gecesini yatakta geçiriyordu.
Önce havadan sudan sohbet ettik. Konuyu bilerek müziğe taşımıştım. Şaban Dede gülümsedi:
– “İyi kaval çalardım bir zamanlar.” dedi.
Uzandı, başı ucunda asılı bir dağarcığı aldı ve bacak arasına yerleştirdi. Usulca dağarcığı açtı. Dağarcıktan ne çıkaracağını merakla bekledim. İki kamış kaval çıkmıştı. Birini yan tarafına bıraktı, diğerini ise elini üstünde gezdirerek sevdi.
– “Bunun sesi büyülüdür.” demişti.
– “Çal da duyalım.” dedim. Gülmüştü.
– “Eski nefesim kalmadı ki, hem seneler var elime bile almadım.” demişti.
– “Olsun, eskiden çalıyordun madem, yine çalarsın.” dedim.
– “Eh deneyelim bakalım.” diyerek kavalına üflemeye başlamıştı. Çok güzel çalıyordu. Fakat benim kafam bildik türkülerde değildi, hiç bilinmeyen, duyulmayan bir şeyler bekledim uzun bir süre. Ancak Şaban Dede dönüp dolaşıyor, bildik türküleri ardarda sıralıyordu.
– “Çok güzel çalıyorsun. Herhalde yenge ile sevişerek evlendiniz.” dedim.
– “Yok.” dedi. “Görücü usulüyle evlendik, ama sonradan o beni çok sevdi, ben de onu. Fakat ona sevgimi hep türkü söyleyerek iletirdim.” diye ekledi.
– “Nasıl yani?” diye sordum.
– “Dinle!” dedi. Önce sözünü okudu:
Lefkoşa’dan gelir ceza fermanı
Cemile’min sarı ipek guşağı
Üç guruşluk fistanı var yamalı
Gururu çok çalımı çok edalı
– “Yenge, gerçekten anlattığın gibi miydi?” diye sordum.
Gülerek baş salladı. “Tıpatıp. Çok çok eskilerde, ta çocukluk yıllarımda babamdan öğrendiğim bir melodiye uyguladım bu sözleri ve karıma takılır, şaka eder güler, eğlenirdik. Bazen kızardı, ama hiç küsmezdi. En fazla da türkünün nakaratını mırıldanınca surat asardı. E, biraz ağırdı nakarattaki sözler.”
Cemile Cemile Cemile
Ciğerimi kebap edin Cemile
Cemile Cemile Cemile
Kör olasın kötü huylu Cemile
– “Türkünün diğer sözlerini dinler gülümserdi. Ha, dinle sana söyleyeyim” diyerek, türküyü okumaya başlamıştı.
Daha önceden hazırladığım ses cihazımı açtım. Türkünün tamamını kaydettim. Türkünün yarısını okuduktan sonra hanımı geldi yatak odasına. Kapı eşiğinde durdu. Şaban Dede türküsünü bitirinceye değin dinledi. Türküyü okuyup, kavalını üflemeye başladığı sırada gülerek:
– “Bu türküyü evliliğimizin ilk aylarından beri söyler durur, beni kızdırmaya çalışır, ama bende sabır çok. Beni kızdıramaz” dedi ve geldiği yere geri döndü.
Sabırsızlıkla başka türkü çalmaya zorladım Şaban Kasım Dedeyi ama O, “yoruldum” dedi ve başka türkü çalıp, söylemedi.
İki hafta sonra yine yanına vardım. Fakat geç kalmıştım. Hastalanmış, konuşamaz hale gelmişti.
Bir hafta sonra da rahmetine kavuşmuştu.
Anonim müziğe söz ekleyerek, karısı ile tatlı tatlı eğlenen Şaban Dede’nin türküsü, şu sıralar Kıbrıs’ın birkaç radyosunda çalınıyor. “Cemile Türküsü” Şaban Dede ile Cemile Nine’nin adını sonsuza kadar taşıyacağından eminim.
Ruhları şad olsun.
Bir Cevap Yazın