Tüm Haberler

Bakkal Mahmut’un Kızı Türküsünün Hikayesi

Bakkal Mahmut’un Kızı Türküsünün Hikayesi

Dillerden düşmeyen türkülerimizden birisi de “Bir Cigara İç Oğlan” dır (Bakkal Mahmut’un Kızı). Bu türküde Siverek’e ait yer adları, yörenin şivesi ve deyimleri bulunduğu için başka yörelere mal edilmesi mümkün olmamıştır.

Siverek’in meşhur mevkilerinden Hacı Pınar düzünde dükkanı olan Bakkal Mahmud’un güzel mi güzel bir kızı vardır.

Olayın yaşandığı dönemde Siverek’te bulunan Süvari alayında askerlik görevini yapan bir genç Hacı Pınar’daki Bakkal Mahmud’un dükkanının önünden geçerken, babasına yardım için dükkanda bulunan kızı görünce mıhlanır kalır.

Gözü kızdan başka bir şey görmez olur. Kız da bunun farkına varır. Asker bundan sonra sık sık alışveriş bahanesi ile oradan gelir gider. İki genç birbirine vurulmuşlardır. Gençlerin tavırları komşularının da dikkatini çeker. Kızın babası da işin farkına varır. Asker, kızı babasından ister. Ancak bu yabancı gence verecek kızı yoktur babanın.

Kız derdini türküye döker ve oğlana, şimdi söyleyeceklerini duyunca üzülmemesi için;

Bir cigara (sigara) iç oğlan,
İç ki üzüntün biraz azalsın.
Gel kapıdan geç oğlan,
Beni sehen (sana) vermezler.
Boşuna uğraşma,
Beni sana vermezler der.

Bu sevdaya dayanamazsın, erimeni ve yıkılmanı istemiyorum. “Bu sevdadan geç oğlan” diye sevdiğinin umudunu kesmesini ister. Oğlan ise, içindeki sevda ateşini “Hacı Pınar’ın düzü, felek ayırdı bizi” deyip kızı vermeyen anne babayı feleğe benzeterek sitemini dile getirir.

“Bakkal Mahmud’un kızı, yaktı yandırdı bizi” dizeleriyle bu sevda ateşinin yüreğini yakıp kavurduğunu dile getirir. Kız ise oğlanın kendisine de sitem ettiğini sanarak “Oğlan seni seviyem, kimselere demiyem” diyerek oğlana sevdalı olduğunu belirtir.

“Anam babam vermiyor da onlara edemiyem” sözleriyle, istemeyenin kendisi olmadığını, anasının babasının vermediğini ve onlara da gücünün yetmediğini anlatmaya çalışmaktadır.

Nihayet babasının kızı vermeyeceğini anlayınca, kızla anlaşarak kaçmaya karar verirler. Sözleştiği bir gece kızı atına attığı gibi kaçırır ve kendi memleketine götürür.

Araya yıllar girer. Çoluk çocuk derken barışırlar. Daha sonra Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine yerleşirler. Hayatlarının sonuna kadar burada yaşarlar.

Bir Cevap Yazın

Reklamlarla Destek Ol!